25 Kas 2009

Uçurumun ardı



vay kurban uçurumun ardında bir yol var
dolana dolana gider...

hiç akıl edip de düşünen var mı
bunlar kimin adına tutar hesabı !

engerekler, leş kargaları ve çıyanlar...
ve ipliği pazara çıkmış

sahte dostluklar...
(dost tüccarları)


Ferhat

30 Tem 2009

Kimse beni suçlayamaz



Hangi kenti terk etsem
Yıkılır liman
Son yaprağını döker yedi karanfil,
Susar vapurlar..

Deniz ağlamaya başladımı,
Susturamaz kimse.
Kimseler bile kalmaz kaldırımlarda

Kaldırımlar kimseyi kaldıramaz artık

Kimse kaldırımları suclayamaz,
Kimse beni suclayamaz,

O kenti terk ettikten sonra

Kimse beni suclayamaz..
Kimse beni suclayamaz..

-GÖKHAN TUÇ-

4 May 2009

YORGUNDUR ARTIK KENTLER, İNSANLAR GİBİ


Ne gece bırakmış gölgesini sabaha,
Ne sabah aldırmış geceye
Ne ben dinliyorum ikisinide..
Aynı ağızdan,farklı sözcüklerle
Sözcükler senle tamamlanıyor,
Seninle devam ediyor...
Terk edilmiş bir kentin son yolcusuyum
Arkam kimsesiz,
Önüm bilinmeyen,bir sis dumanı
Birileri zamansız düşüyor,
Yaşama son hoşçakallarını sunarak.
Yitiriliyor, bilinmizmezsizliklerde..
Hangi kente savursam çığlıklarımı,
Bir martı sesi duyarım uzaklardan,
Bana seslenir.
Kendini bulurken bende,
Susar deniz.
Hangi kentte ağlasam
Tanrı, terk eder dağları
Ovalarla kucaklaşırız,
Taş olur duymayız,
Susarız...
Hangi kenti terk etsem
Yıkılır liman
Son yaprağını döker yedi karanfil,
Susar vapurlar..
Deniz ağlamaya başladımı,
Susturamaz kimse.
Kimseler bile kalmaz kaldırımlarda
Kaldırımlar kimseyi kaldıramaz artık
Kimse kaldırımları suclayamaz,
Kimse beni suclayamaz,
O kenti terk ettikten sonra
Kimse beni suclayamaz
Kimse beni suclayamaz
Gökhan TUÇ

Yazı Müziği : İlhan İrem - BURUK

29 Mar 2009

Gözlerinden sürüler geçerdi

Her mevsim farklı acılar doğururdu,
Ben onsuz her mevsim aynı acıyla yoğuruyorum kendimi..
O gitti bedenimden arta kalan ruhu alıp yanına...

--SÜRÜ--
Ramazana (REZANA)

Yoldur küçük sürüler geçerdi.
İçinden
-her şey-
geçer di,

Kirlenmişti de sürü, kirlenen neydi...
Gün batardı ve sen giderdin,
Alacasında umutlar kalırdı,
Yitip giden isimler umut olurdu..
Liseli öpüşkenler gibi, otobüs duraklarında kuyruk olurduk
ve son koltuklarda vurulurduk...
Küçük sürüler geçerdi,
İçinden
-her şey-
geçer di…

İlk düşlerini aldılar ve gülüşlerini..
Kaçırırken insanlardan koca gövdesini,
Susuşlarını aldılar...
Temmuz du;
Yağmura küsmüş kırlangıç misali
Bir hoş çakal’a zaman bulamamıştı...
Biliyorum,
Şimdi hem esiyor, hem yağıyor..
Ve belki düşürüp boynunu, o incecik geceye ağlıyor...
Gözlerinden sürüler geçerdi…
İçinden
-her şey-
geçer di…

Okuduğu kitaplarda bulamadığı bir kendi vardı,
Hiç bir şairin tanımlayamadığı...
Hüzne vururdu minicik elleri,
Minnacık parmakları vardı
Ve doğduğu yer yüzünden çarmıha gerilirdi bakışları
Bakışları gibi yasaklı bir adı vardı..
REZAN DI......

--Gökhan TUÇ—

14 Mar 2009

masal !

Masalların bittiği yerde
kimi hüzünle sarmaş dolaş;
kimi maviye çalan sevdalar başlar !
yg.

2 Mar 2009

kuşlar uçmazsa eğer..


kuşlar uçmazsa eğer bir gün, gökyüzünün maviliğine

sessizce denize bir gül bırak

ve ağlamadan,

arkana bakmadan

git...
gökhan tuç.
Yazı Müziği : [ gelmiyorsun - ezginin günlüğü ]



13 Şub 2009

HÜZNÜN YANGINI


HÜZNÜN YANGINI


Yorgun…!!!
Kimsesiz kaçışlar,
Yollara adanan bakışlar,
Toprak…!!!
Cudi’ nin eteğinde kızıl kokar,
Bir uğultu sarar duvarları.
Kalemin yansıması, titremesi, üşümesi
Evet, kalemler de üşür…
Şair susar, kalem üşür
Kalem üşür,
Şair su-sar
Kelimeler üşüşür, damarlarındaki iniltiye.
Kalem üşüdüğü için vazgeçer şairden
Ki…
Bilir; vazgeçse de,
Vazgeçil(e)meyeceğini….!!!

Gece sararır,
Bir çığlık damsız evlerin boğuluşunda kaybolur,
Her gidiş kendi intiharını yazar,
Kuşatılır köyler,
Hüznün yangını vurur perdesi yakılan camlara,
Mevsimler çoğalır,
Tozlu raflara kaldırılır sevdalar…

*Adar, korkulu sancıların başlangıcı olur.
Yitik bir sevdanın ardından
Gözlerdeki kan tutuşur,
Siyabend vurulur…!!!
Duyan oldu mu vurulduğunu,
Vurulduğunu duydunuz mu…???

Şimdilerde bozuk bir plak gibi çatırdar şarkılar,
Neye bağlasan en sol yanını
Yangınlar türkü kokar.
Sen olduğun yerden kıpırdamadan gidersin.
Ve ihanetin acımla evlenir
Şahidi yalnızca
Sen
Ve
Ben…

Haziran–2007 İzmir
Gökhan TUÇ
*ADAR: MART AYI

10 Şub 2009

1 Şub 2009

sessizce ve ağlamadan !


kuşlar uçmazsa eğer bir gün, gökyüzünün maviliğine

sessizce denize bir gül bırak

ve ağlamadan,

arkana bakmadan

git...

gökhan tuç
[yazı müziği : Cem ADRİAN - Hoşça kal ]


16 Oca 2009

İHANETİN ARDINDAN

Kitlenir gece,
anlamsızlaşan sevdalar üşür.
Üşür denizin üstüne sırt üstü uzanan silüetin..
Karanlıkta bir sokak lambasının alevidir;

Bendeki, sen..

Sana senin kadar benziyen Kırlangıçlarda terk etmiştir limanları.
Hiç gidilmemiş bir yolun en keskin dönemecindeyim.

Bitsin derken artık her şey
Bitiremediklerinle;

Kendinle başbaşasındır...
Vursanda artık denizleri, simsiyah duvarına
Duvarın sensizdir.

Sen yoksunsundur, kendi kimliksizliğinden..!!!
Ve çürürken daha doğmamış çocukların ayak parmakları,

Gece bile küsmüştür...

Ve Gece Hiç bir karanlığın üstünü örtememenin sancısını çeker.

Bir yaprak daha dökülürken,
Suskun bir geminin terkedilmiş kamarasına

Üşürsün..
Bilirirm,

Dokunsam dersim gibi yanarsın
Yine de sevdalanrsın

Zap suyu kan kokarken
Hırcın bir kaya gibi
Amedden aşarsın kendini,
Mardine varmadan

Zaman vurur zamansızlığını,
Başka bir ihanetin, uğultusu kulaklarında çınlar..

Çınlar da,
Tüm yollar ihanetlerin başkentine çıkar...
Ve hala yastadır..

Yitirdiklerinin arkasından
Bakar, bakar, bakar...

Göremez asla kendini

Ateş küle sözünü
Sönerek vermiştir...!!!

Sönmüştür...

Ve sen hala yoksunsundur,

Kendi, kimliksizliğinden..
Tüm kimlikleri kirletilmiş,

Bir bahar havasında,
Vurup gecenin şafkına, Tüm şafakları katletmişsindir..

Hadi durma şimdi ağla...

Gökhan TUÇ
MARDİN-MART 2006

2 Oca 2009

an anlamsızdır


Ayrılık birdenbire çöker üzerine
çöker güne gece, birdenbire.

zaman hissizleşir;
an anlamsızdır artık

Kaçarı yoktur,
gelmiş ayrılık
ayırmıştır ellerini ellerinden;

ten soğumuştur, birdenbire


hiç kolay değildir
can eksilmiştir canından
beter bir kahır sarmıştır yüreğini

ortaksındır yanlızlıklara
ayrılıklara ortak.

ve tüm bunlar birdenbire olmuştur


an anlamsızdır artık
an; kavuşmalara gebe.

yg.