
SONBAHARA SON KALA
Nerde kimsesiz zamanlar,
Dalgalarla boğuşan rüzgarlar nerde..?
Bir meltem esintisiyle mi kaybetmiştik gündüzleri
Gecenin en arsız hırsızları oluvermiştik.
Dolaştık da hayatın ve sevdaların korkuluğuna.!
Bütün pencereler kapanırken bir bir…
(çingenelerde kavga ederlerdi en ortasında mahallenin…)
Sonra suskunluğun hıçkırıkları duyulurdu,
Güneşe küsen bir kuş, geceye yanaşırdı.
(ölüler yataklarında hiç de rahat değillerdi.)
Bilirdik, ışıkların altında ısınamayacağımızı,
Hayaller kurardık üşümeyeceğimizi düşünerek,
Yanıldık…
Çok sonra anlasak da, tutunacak bir dal kalmamıştı..
Eylüldü…
(geceye sızmaya çalışırken kuşlarda vuruldular
Bir bir.)
Hiç binemediğimiz vapurlar ve
Dokunamadığımız yapraklar
Kimsesizdi artık…
(olmamıştı hiçbir bahar bizim.)
Yollara düşen kervanlara anıları çarpmıştı.
Bir bir eksilirken türküleri,
Kurumuştu kuyunun suyu.
(çingeneler hala kavga ederlerdi mahallenin ortasında.)
Yüzünü görürdüm, demir parmaklıklar ardında,
Silüetin küflü duvarıma gülümserdi.
Üşürdüm, dört adımda biten koğuşumda,
Yollara düşen arsız yüreğimi anımsardım,
Bir çocuk yorgunluğumda.
(geceye sızmaya çalışırken bende vuruldum,
Kanatlarımda; gök mavi, ay yeşil ve
Hüznün bir mabedde yalnızlığı kaldı…)
--- Gökhan TUÇ---