17 Eki 2008

KÖPÜK SAÇLI KADIN (Mavi’ye ! )

Gözlerimde köpük saçlı bir kadındı gezinen.
Sarı ve umuda meyilli saçları vardı.
Bir misafir yorgunluğumda, düşlüyordum bedensizliğimi,
Olduğum yerde vuruluyordum…
Uzun düşlerden, kısa zamanlar umuyordu.
Kendi gemisini kaçıran bir kaptan
Vuruyordu kendini sahillere…
Vuruyordu-
Vuruluyordu sonra…

Her bakışta çürüyen köpük saçları vardı…
Ağlıyordum…
Dokunsam kırılacaktı,
Dokunmadım-
Kırıldım…

Kan gülleri hüznünde geceler yaşardık,
Gözleri hep, bir musalla taşının,
En yakın yerinde dururdu…
Bir misafir yorgunluğumda kendimi
bilerdim…

Yazdığı bütün satırlarda,
Kendi intiharına gülümserdi.
Kendi yolculuğunda söndürürdü ışıkları…
Geceye kan,
Su verilmemiş dudaklara acı düşerdi…
Buğulu gözlerinde karartılmış bir hüzün kalırdı.
Uyanışında,
Mezarlık bekçilerine gülümserdi,
Sabahın dördünde, hep
Uyanışı bir mahşer gününün, sonbaharıydı…
Artık gözyaşları,
Bedeni gibi tutukluydu…
Misafir yorgunluğum,
Artık köpük saçlarına tutukluydu…

Zincirleyemediği sancılarla, beşikler kurardı…
Her gecenin bir ağacına hüznünü asardı…
Tapınaklara bırakılan mumları yakardı,
Her mumda ise kendi intiharını…
>>Gökhan TUÇ

2 yorum:

hadi sen de yaz yaz yaz.. :)

[[spam yorumlardan kurtulmak için kelime doğrulama eklemek zorunda kaldık.]]